BAFA GÖLÜ / HERAKLEİA ANTİK KENTİ

KATILAN KİŞİLER
Yavuz İşçen
Ayça İşçen
Atilla Gülşahin
Nadide Gülşahin
Levent Gökkuş
Ayşen Bahadır
A.Fuat Sütlü Varlık
Özerciyes
Gülçin Tezel
Alişya

GİDİLEN YER
Bafa Göl'ü
Herakleia Antik Kenti ( Kapıkırı Köy'ü )
Beşparmak Dağ'ları ( Latmos Dağ'ı )

GİDİŞ TARİHİ
8 Şubat 1997 , Ankara çıkış saat : 5.30

DÖNÜŞ TARİHİ
11 Şubat 1997 , Ankara varış saat : 18.30

TOPLAM SÜRE
3 gün 13 saat

GİDİLEN ARAÇLAR
Lada Niva Jeep ( Yavuz )
Doğan SLX ( Levent )

ETKİNLİĞİN AMACI
Bafa Göl'ü ( Çamiçi Göl'ü ) ve Herakleia Antik Kent'inde doğal ve arkeolojik bir gezi yaparak, Antik adı Latmos olan Beşparmak Dağ'larında yürüyüş ve tırmanış yapmak.

ULAŞIM
Ankara - Afyon .............................................................................. 255 km
Afyon - Denizli ............................................................................... 235 km
Denizli - Aydın ............................................................................... 125 km
Aydın - Söke ................................................................................... 55 km
Söke - Kapıkırı Köy'ü .................................................................... 30 km
Toplam ............................................................................................ 700 km

GEZİ GÜNCESİ

8 ŞUBAT 1997 CUMARTESİ
Bir gün öncesi akşam üzeri başlayan kar yağışı , gece boyunca aralıklı olarak devam ettikten sonra, sabaha karşı yola çıkma saatlerimize yakın durdu. Ancak bütün heryerin karlı ve yolların da buz olması, riskli bir yolculuk yapacağımızı göstermekle birlikte yola çıkma kararımızdan vaz geçmedik.
Arabaların yüklenmesini takiben 2 araç ve 8 kişilik ekiple saat 5.30'da Ankara'dan hareket ettik. İzmir'den gelerek geziye katılacak olan , Gülçin ve onun Amerika'lı arkadaşı Alişya ile , Bafa Göl'ünün kenarında yer alan Kapıkırı Köy'ünde buluşmayı planladık.
Ulaşım bölümünde belirtilen yol hattını izleyerek, saat 19.30'da Bafa Göl'üne ulaştık. 700 km'lik yol boyunca, Emirdağ'dan Afyon'a kadar olan bölümde ve Afyon'dan da Dinar'a kadar olan kısımda yoğun kar ve buzlanma vardı. Yolun bu kısmında bir çok trafik kazası ile karşılaştık. Denizli girişinde tekerimiz patladı, tekerin değiştirilmesi, daha sonra tamiri ve yemek molaları ile birlikte yolculuğumuz 14 saat sürdü.
Gülçin ve Alişya , İzmir'den öğlen saatlerinde bölgeye gelmişlerdi. Kendileri ile buluştuk. Köyün içinde, göl kenarındaki lokantaların önüne çadırlarımızı kurduk. Bölgede bir gün önce yağmış olan yağmur nedeni ile yerler kısmen ıslaktı. Varlık'ın annesinin yapmış olduğu zeytinyağlı dolmaları, biralarımızla birlikte yedikten sonra yattık.

9 ŞUBAT 1997 PAZAR
Güneşli ve çok güzel bir günle uyandık. Göl kenarında nefis bir kahvaltı yaptıktan sonra Herakleia Antik Kenti'ni dolaşmak üzere yürüyüşe başladık. Kapıkırı Köy'ü ile iç içe bulunan kalıntılar, zamanın ve köylülerin yoğun tahribatı sonucu epeyce kötü durumdalar. Öğlene kadar kalıntıları gezdikten sonra köyün çarşısına uğradık. ( kahvelerin bulunduğu kısım ) Çarşıda gölden tutulan kefal balıklarının satıldığını görünce, akşam yemeğinde yapmak üzere bir miktar satın aldık.
Daha sonra kampımızı kurduğumuz liman bölümüne gelip, buradaki balıkçı teknelerinden iki tanesi ile, İkiz Ada'lara gitmek üzere anlaştık. ( İkiz Ada'lara araba yolu yok, köyden yaklaşık 5 km'lik patika ile yürüyerek ulaşılabiliyor.) Göl üzerinden 30 dakika süren tekne yolculuğundan sonra İkiz Ada'lara ulaştık. Tekne sahipleri ile önümüzdeki günün sabahı bizleri aynı yerden almaları için anlaştık.
Yazın plaj görevi gören güzel bir kumsal, ana kara ile adalardan birini birbirine bağlıyor. Denizin ortasında yer alan küçük ada üzerinde, Meryem Ana adına yapılmış bir manastır bulunuyor. Kara ile bağlantılı olan büyük ada üzerinde ise, bu manastırı korumak için inşa edilmiş bir kale kalıntısı yer alıyor.
Kumsala kampımızı kurduktan sonra, bazılarımız bize enfes manzaralar sunan güneşin batışını izlerken, özellikle Atilla baltasını kaptığı gibi dağlara odun toplamaya gitti. Bir süre sonra diğer ekip üyelerinin de katkıları ile epeyce odun biriktirdik. Gece büyük bir ateş yaktık közünde kefal ve patateslerimizi güzelce kızarttık. Rakı ve biralar eşliğinde nefis bir gece geçirdik.

10 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ
Sabah kampı topladık ve kahvaltı yaptık. Balıkçılar anlaştığımız üzere iki tekne ile bizi almaya geldiler. Teknelere binip Kapıkırı Köy'ündeki limana ulaştık. Gereksiz eşyalarımızı arabalara yükleyip Beşparmak Dağları'na yapacağımız yürüyüş için hazırlık yapmaya başladık.
Hazırlıkların tamamlanmasını takiben, lokantaların yanından Kapıkırı Köyü Yaylası'na doğru giden yolu izleyerek yaylaya ulaştık. Yayla girişinde sağdan dağa doğru giden bir patika var. Bu patika, antik Kral Yolu'na ait olduğu için zemini düz taşlarla döşenmiş ve oldukça belirgin.
Patikayı takiben dağa doğru hafif hafif yükselmeye başladık. Yürüyüş parkuru olarak çok etkileyici ve değişik olan bölgede, patika yer yer kesintiye uğruyor, ancak sonradan tekrar ortaya çıkıyor. Patikanın kaybedilmemesi için kırmızı boya ile işaretleme yapılmış. Patika boyunca 3 saat kadar yürüdükten sonra, patikanın dağı aşma noktalarına yakın bir yerde patikadan çıkıp kayalık kesime doğru tırmanmaya başladık. ( Eğer patikaya devam etseydik, 2 saat kadar daha yürüdükten sonra "Arap Avlusu" olarak adlandırılan mevkide Stylos Manastırı'na ait kalıntılara ulaşacaktık. ) Kayalık kesim üzerinde 1 saat kadar tırmandıktan sonra aşmamız kolay olmayan kayalıklarla karşılaştık. Burada yemek molası verdikten sonra , dönüşe geçtik. Geldiğimiz yolu takiben Kapıkırı Köy'üne geri döndük.
Hayli acıkmış ve yorulmuş olarak doğruca meyhaneye gittik. Sabahtan balıklarımızı ayırttığımız için bir sorunla karşılaşmadık. ( Bayram nedeni ile talep fazla olduğundan akşama balık kalmıyor. ) Yöresel yeşil zeytin, salata , patates kızartma ve tatlısu kefalinden oluşan menüyü, rakı eşliğinde götürdük. Meyhaneden çıktıktan sonra ilk gece kamp kurduğumuz alana tekrar çadırlarımızı kurduk.

11 ŞUBAT 1997 SALI
Sabah 5.30'da güçlükle uyanıp kampı topladık. 6.15'de Kapıkırı Köy'ünden ayrıldık. Gülçin ve Alişya'yı 10 km ilerdeki İzmir ana yoluna bıraktık ve tesadüf geçmekte olan bir otöbüse bindirerek yolcu ettik. Daha sonra geldiğimiz yoldan, Ankara yönüne devam ettik. 11 saat 15 dakikalık yolculuktan sonra , saat 18.30'da Ankara'ya ulaştık. Dönüş sırasında , gelirken karlı ve buzlu olan bölümlerin erimiş olduğunu gözledik.


Gezi Etkinlikleri Listesi'ne Dönmek için tıklayınız...